Rütbe
Basıp gitmek istiyorum buralardan
Kendimi doldurup trenlere
Bir daha hiç basmadan frenlere
Gördüğüm bütün duraklarda inmek
Ağrıyıp, ağrıyıp dinmek
Bir çiğ tanesinde anlamak suyun sonsuz derinliğini
Tatmak gözyaşımın tuzlu serinliğini
Kendimi yaprak gibi rüzgârın önüne katmak
Kaldırıp, kaldırıp atmak
Tarihsiz, tarifsiz, tanımsız, adsız
Fil gibi ölmeye yatmak, ağır başlı
Sonra çırılçıplak uyanmak tekrar, tekrar
Hatırlamak kundaklanmamış o ilk anı
Ben yokum kabuklarımı kırana kadar
Kim bilir kaç yıl oldu kendimi dinlemeyeli?
Bir yol ağzında bulsunlar gençliğimi
Umurumda bile değil, söksünler rütbelerimi
Ben yokum kabuklarımı kırana kadar
Kim bilir kaç yıl oldu kendimi dinlemeyeli?
Bir yol ağzında bulsunlar gençliğimi
Umurumda bile değil, söksünler rütbelerimi